Günah nedir?

Günah, başlangıcında ilahi emir ve yasaklara aykırı hareket etme fiilinde kişinin, kendine veya çevresine zarar verdiği sonuçta ise yaptığı kötü işin kefareti olan bir ceza ile ilahi adalette karşılığı olan, kalbi Hakk’a karartarak kişinin kendisine zulüm ettiği her türlü imansızlık durumudur.

Günah işleyenlerde (zina, fuhuş, bozgunculuk, fitne, dedikodu, aç gözlülük vb) iman melekesi kaybedilir. Kişinin tövbesi sonucu ola ki bir daha iman ihsanı ile müşerref ola.

Günah işlemenin temel kaynağı nefsimizin dünya üzerinden varlık bularak ihtiyacının dışında keyfi iradelerde var olma iradesi güderek varoluş tavırlarında bulunmasıdır.

Lakin günaha sevk eden temel ve asli kaynak sadece nefsimiz değil, nefsimiz üzerinden küre-i arzda halife olacak insanın üzerinde sıfatları, esmaları ve ayetleri ile tecelli eden Hakk’ın melekeleridirde.

Hakk’ın bize verdiği bu melekeler içinde bizi günaha sevk eden en büyük meleke malik-ül mülk melekesidir. Malik-ül mülk esma tecellisinin meleke durumu üzeri insan, iradede sahiplenme üzeri sahip olduğunu zannettiği olgular üzerinden şımarıklık, inat, kibir, haset, yalan, öfke, kin, nefret, haksız yere cana kıyma vb gibi günahlara sebebiyet verecek fiillerde masivaya düşebilir. Ve masiva olan günahlarda bulunabilir.

Bazı fiiller vardır ki şerr olması ile günaha sebeptir ama günah değildir. Mesela öfke şeriaten günah değildir. Lakin kişi öfkelenerek kalb kırar ise eğer, bu günahtır. Şeriaten hırs masiva olsa da günah değildir ama hırs buğz ve bozgunculuğa sebep vermesi ile günah olur.

İkinci en büyük günaha sebebiyet veren melekemiz mürid esmasının tecellisine sebep olan irade melekemizdir. Bizler, malik-ül mülk esması doğrultusunda bizde oluşan sahiplik de diyebileceğimiz rabblık melekemizin temelinde irade melekemiz ile keyfi noktada şehvet ve tamah (aç gözlülük) ile zina, fuhuş, oburluk, şöhret perestlik, hırs vb gibi içinde günah bulunan masivalara düşeriz.

Bu anlatır olduğum meleke düzeyindeki esma tecellisi, eski deyimle söylersek eğer zılli yani gölge, başka bir deyişle de bu esmaların aynadaki iz düşümleri gibi ters simetri tecellileridir.

Bu esmaların kulda terzahür eden asli tecellileri, malik-ül mülkte cömertlik ve mülke servet düzeyinde tasarruf etmede görünür. Mürid esması ise Hakk’ın irade-i külliyesi üzeri, hayır üzeri irade etmekte kendini gösterir. Bu da hayır emellere kişiyi sevk eder.

Bu anlatır olduğum hadise imanın şartlarından olan kader ve kazaya imanda hayır ve şerrin Hakk’tan olduğuna iman etmekle alakalıdır.

“Şerr Hakk’tandır” derken aslında Hakk’ın fail-i mutlak olarak fiilinde sübhan olması sebebi ile sebep ve vesileler sonucunda şerrin olay ve olgulardan kaynaklanmadığını, Hakk’ın hikmet tecellisi olarak Hakk’tan kaynaklandığının tenzihinde bulunmaktayım. Şerr dediğimiz olay ve olgular üzerinden de fiilen teşbihte Hakk’ı müşahede ederek teşbihte bulunmaktayım. Böylece şerr diye bildiğimiz olay ve olgular üzerinden hem fiilde hem sıfatta hem esmada hem de ayette tecelli eden Hakk’ı tevhitte müşahede etmekteyim.

Bu doğrultuda bizim şerr diye bildiğimiz olay ve olgular dikkatli incelendiğinde:

1) İlim ve bilim Hakk’ın bilinme iradesine iye insan ilişkilerindeki şerr üzerinden çoğalır ve ilerler.

2) Şerrin batıllığı üzerinden, bilinmeyi isteyen Rabb-ül Âlem’in hayır üzeri haklığını ispata taşır. “Hak geldi batıl zail oldu” (İsra, 81) ayetini bu bağlamda belirtmek gerekir.

3) Hakk, şerr ve hayırda seyir eden kullarının maddi ve manevi ilişkileri üzerinden sıfat, esma ve ayet tecellilerinde bulunarak “halife yaratırım” kelamının ereğinde insandan tecelli eder. Peygamber kıssalarında bu net bir biçimde görülür.

4) Hakk, şerre karşı hayır tavrı ile ilah olarak Hakk olma tavrında bulunur.

5) Şerre düşen bizler, şerr üzerinden hayır öğreniriz.

6) Şerre düşen bizler, şerrden tövbe ile Hakk’a rücu etmiş oluruz.

7) Şerr ile karşı karşıya kalan bizler, şerrin imtihanında Hakk’a kul oluruz.

8) Şerr ile karşı karşıya kalan bizler, şerrin zahmeti ile Hakk’a yükseliriz.

Yukarıda anlatılanlardan dolayı anlamak gerekir ki şerr diye bildiğimiz Hakk katında hikmet üzeri, hikmete iye hayırdan ibarettir. Bu da şerre dahi hüsn-ü zann üzeri bakışımda bulunmaktır.

Hakk her işinde hayır üzeri olduğundan İslam dininde mümin kişi su-i zann üzeri değil hüsn-ü zann üzeri hareket eder.

Tasavvuf Sohbetlerimizi ücretsiz dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Günah ne demek? Paylaşın:

Sözlük

Dua

Hakk’ın iradesi sonucunda, kulun Hakk’tan, aciz olduğu bir meselede yardımını ve ihtiyaçlı olduğu şeyi kâlde murad etmesi durumuna dua denir. Dua, kulunun Hakk...

Sözlük

Mahv

Kulun kötü huylarının kalkmasına, harab olmuş anlamında mahv denir. Bu duruma mahv denilmesinin sebebi, kötü huyların bırakılmasının acı ve sıkıntılı bir süreç ...

Sözlük

Vahded-i Vücud

Vahdet-i vücud varlık birliği anlamına gelir. Hakk’ın mevcudat üzerinde varlığı ile tecelli ederek zuhura geldiği anlamı üzeri kullanılır. Vahdet-i vücud ehli,...

Sözlük

Gaflet

Tâat ehlinin, imtahan ehli olarak karşılaştıkları hadiselerde Hakk’ı gözlerken, Hakk’a gafil olup (dikkat etmemek, farkındalığa gelmemek anlamında kullanılmıştı...

Sözlük

Rü’yet

Rü’yet, görmek ve bakmak anlamına gelir. Bu anlamla beraber rü’yet mevcuda gelen her duruma akli ve kalbi düzeyde şahid olmaktır. Görünen rü’yettir, sureten gö...

Sözlük

Takva

Takva, kulu Hakk’a örten her türlü olay ve olgunun masiva oluşundan dolayı, masivadan ve günahlardan korunmaya çalışmasıdır. ...

Sözlük

Nafile İbadet

Nafile, nafi (menfaatli, yararlı, faydalı) kökünden kinaye mecburiyet olmadığı hâlde fazladan yapılan işe denir. Bu bağlamda nafile ibadet ise farzlar haricinde...

Sözlük

Ayan Olmak

Hakk’ın gaybına ait bilgi, olay ve olguların, müminin feraseti sebebi ile Hakk’ın kendisi ile yani nuru ile göstermesi, duyurması hadisesine “ayan oldu” denir. ...

Sözlük

Evliya

Evliya veliler, Hakk’a ermiş kullar anlamına gelir. Gerçek mânasında ise Hakk’ın kendisine hazır kıldığı üzerinde tecelli buyurduğu kuluna denir. Burada hazır ...

Sözlük

Hâtır

Kulun kalbinde veya rûyetinde Cebnab-ı Hakk’ın nuruyla, melâike tecellisi ile kelam edişi ve bu kelam edişinde kulunu bilgilendirişidir....

Sözlük'de arayın:
Bu web sitesi İstanbul Tevhid Okulu tarafından kurulmuştur.