Dava-ı Hakk nedir?
Terk-i davada bulunan kulun fakra, gölgesizliğe varması sonucu Hakk’ın bilinmeyi murad etmesi iradesi sebebi ile, bu irade üzerine ihlas ile hiçbir dava gütmeden Hakk’ın hizmetine soyunmasıdır. Bu da fenâda bulunan salikin ihlası üzerinden Hakk’ın tecelli ederek kulunu irşada memur kılmasıdır.
Bu durumda salik değildir irşada soyunan, Hakk saliği irşadına memur kılar. İrşad ehli memuriyetlerinde zevklerini talip canlar ile paylaşırlar. İddiaları yoktur. Çünkü Hakk’ı, hakikati ile zevk etmişlerin iddiası olmaz. Bu da 1) yukarıda anlatıldığı gibi zevk imanidir, iddia edilemez, 2) Hakk ve hakikatini iddia etmeye çalışmak zevk ehlinin zevkine terstir yani iddia bilinmeyenler için iddiadır. Bilen bildiğinin iddiasında bulunmaz; zevkinde olduğu durumu sadece paylaşır. İddiada bulunması iddiasına muhalif olanlarla tartışması demek olur. Zevk ehli zevkini beyan etmenin zevkinde bulundukça Hakk ondan ilahi muhabbetini açar. Eğer zevk ehli tartışmada bulunursa zevki kesilir. Hakk’ı inkar edenin Hakk’tan nasibi olmadığından dolayı Hakk muhabbette tecelli etmez.
Bunun içindir ki “Her doğru her yerde söylenmez” hadis-i şerifi gereği, pirler feraseti ile tartışmaya sebep olacak bir biçimde doğruları söylememeli ve herkesin anlayacağı ve reddetmeyeceği bir biçimde koşullara göre zevkini paylaşmalıdır.
Terk-i dava, dava-ı Hakk’a bürünmektir.
Tasavvuf Sohbetlerimizi ücretsiz dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Dava-ı Hakk ne demek? Paylaşın:Muhâdara (Muhâzara)
Kulun hem şeytanlık ahlakından yana kalbinde sükûna erişi hem de özellikle zikir ibadeti ve diğer ibadetlerin sonucu kalbin huzur buluşu durumudur. ...
İlim İrfan Nefesi
Veli kulundan nuru ile tecelli eden Hakk’ın nurunun melâike tavırları olarak beliren doğuşat ve muhabbet usulünde, sohbet sofrası açması ile veli kuluna verdiği...
Tenasuh
Tenasuh, ruhun başka bir bedene girmesi anlamında kullanılır. Ulema, “dünyaya bir dönüşümüz olsaydı da onların bizden uzaklaştığı gibi biz de onlardan uzaklaşs...
Mükâfat
Gayret ve mücahede sonucu kulun çalışmasına karşılık ihsan edilen nimet ve lütuflardır....
Fahr-u Fakr
Fahr-u Fakr, genelde “fakrı övüncü olan” veya “fakrların övüncü olan” anlamlarında kullanılır. Fakr olmanın bir özelliği de Allah için yaptıkları her türlü iba...
Hafî Zikir
Ağız melekesini (konuşma kuvvesi) kullanmadan sadece düşünce melekesi ile yapılan sessiz zikre zikr-i hafî denir. Zikr-i hafiden amaç; 1) kulun düşünce melekes...
Vacib-ül Vücud
Cenab’ı Hakk’ın varlık sıfatları ile mutlaka öyle olduğu, yokluğu mümkün olmayan vücud oluşu ile varlık oluşuna Vacib-ül Vücud denir. Böylesi bir tanımın mantık...
İbn-i Vakt
Zamanın çocuğu anlamına gelen ibn-i vakt, zamanın kaideleri ile belirlenimlerde bulunan salikin hâlidir. ...
Nebi
Nebi, nebe yani haberden kinaye ile haber veren veya getirene denir. Hakk’ın insanlığı kendisine davet etmesi lütfunda, uluhiyetine ve rububiyetine mazhar ettiğ...
Dört Kapı Kırk Makam
Erenlerin dört kapıdan kasıtları şeriat, tarikat, hakikat ve marifet mertebeleridir. Kırk makamdan kasıtları ise bu dört mertebede edinilecek olan ahlaki hâl ma...