Alp Erenler nedir?
Zulüme karşı kâli ve hâli mücadele ve cihad eden, bu sebeple de hicret eden savaşçı erenlere denir. Bu ehile Ebu Zer Gıffari (r.a.) ve Horasan erenleri güzel bir örnektir.
Yukarıdaki anlatım sonucunda belirtelim ki anlatır olduğum üslubun dışında olay ve olguları, nesnel ilişkileri sonucunda felsefenin kendi dili üzeri aklın yasaları dahilinde yasalarla neden-sonuç ilişkilerini anlamlandırmak felsefenin işi olmuştur.
Bilim hikmeti ölçüde arar, felsefe ise ilişkilerinde arar. Bu bağlamda felsefe, çocuğu olan bilim ile ayrılmaz bir ikilidir.
Dini özü itibarıyla yaşama sanatı olan tasavvufta ise hikmet, öznel değil nesnel bir düzeyde hikmetin öznesi olan Hakk’ın şahsını kıyas alarak O’nun mevcuda getirdiği olay ve olgular üzerinden O’nu bilmek, O’nu müşahede etmek ve O’nun hayırda oluşumuzla bizde tecelli eden nuru ile olay ve olguların ahvalini, ayetler hükmünde okuyarak nedensellik, nasıllık ve “ne için”liğin Hakk ile anlamlandırılmasıdır. Bu da Hakk’ı sıfat, esma ve ayet tavırları üzeri ilkesellikte müşahede edişimizin hikmet oluşudur.
Dinde hikmet sahibi, hayır verilmiş olan, hayırda iş gören kişilerdir de.
Zaten hayır, Hakk’ın iradesi ile örtüşen amellerimiz olarak Hakk’ın rızasına eren kulunda Hakk’ın nuru ile tecelli etmesi sonucunda edinilen irfan ve ahlak bilgisine sebeptir. Bu da Hakk’ı hikmeti ile bilmeye ve müşahedeye sebeptir. Bu da akli olarak nesnel olmaktan daha çok yaşamın kendisinde deneyim bilgisi ile hayatın ve varoluşun, kulun öznel katılışı ile anlamlandırılmasıdır.
Bu bağlamda hikmet, nedeninde Hakk’ın bulunduğu nasıllığında meliakenin tavırlarının bulunduğu “ne için”liğinde ise irade-i külliyenin ereğinde seyir ettiği olay ve olguları, irade-i külliye dahilinde melâikesinin melekemiz olarak bize yön vermesi ile feraset bakışında Hakk’ı bilmek, bulmak, kavuşmak ve olmak düzeyinde yaşamak ve bu yaşamın oluşturduğu bakışım ile anlamlandırmaktır.
Bilim ehline alim, felsefe ehline filozof, tasavvufla ilgilenen tasavvuf ehline mutasavvıf, Hakk ile hikmete vakıf mutasavvıfa da arif denir.
Filozofların ve ariflerin bilgeliklerini bir birlerinden ayıran; filozofların bilme konusunu nesne temelli irdelemeleri ile yasalarla anlamlandırmaları, ariflerin ise bilme konusunu Hakk ile şahıs düzeyinde katılımcı olarak özne temelli irdelemeleri ve Hakk’ın sıfat, esma ve ayetleri üzeri anlamlandırmalarıdır.
Arif ve filozofların ortak özellikleri ise bilmenin kavrayış zevki ve sevincidir. Çünkü bilmek kavrayışın sevincinde tinsellik içerir. Bu da ilahiyatın kürsü-i alâdan mâna tecellisi sonucu kalbi melekelerde coşkunlukta sevinç melekesinin oluşmasına sebep bilginin hıfz edilmesi ve içselleştirilmesi ile kişinin meşrebi üzerinden bilgiyi özgünleştirmesi içindir.
Zaten bilmenin sonucunda oluşan sevinç melekemiz ile kavrayış zevkine devam ederiz.
Duygulara hitap etmeyen bilginin zevkinden bahis edilmez.
Zevkî olan bilgi sonucunda yaşamımız bilgi ışığında anlamlanır. Zevkî olmayan, bizde sevinç melekesi oluşturmayan bilgi, yaşamımızda yaşama anlamımızı yitirmemize sebep olabilir.
Bilme sevinci Hakk’ın kulun kalbinde “sevgi halk ederiz” ayetinin tecellisindendir. Hikmet hayrın sonucunda arifin kalbinde arifin sıfatları üzeri özgünleşmesinde karakterize olan irfan bilgisi olarak, Allah’ın katından verdiği Hakk ile bilme ilimidir.
Tasavvuf Sohbetlerimizi ücretsiz dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Alp Erenler ne demek? Paylaşın:Hamd
Hamd övme anlamına gelir. Kulun Hakk’a imanı sonucu, Hakk’ı hakikatiyle bilişi ve hakikati ile bildiği Hakk’ı hakkıyla kadir kıymette yâd edişine hamd denir. ...
İmam
İmam önde olan, ileride olan, reis ve baş olan anlamına gelir. Merhamet nazarı ile müminlere ve insanlığa ol gösteren veliye imam denir. Lakin bu ehil muhabbet...
Vahdet-i Şuhud
Vahdet-i Şuhud birliğe şahid olma anlamına gelir. Aslında ise mevcudattaki vahdette Hakk’ın varlık tavırlarına şahid olma anlamında kullanılır. Bu bağlamda şuh...
Nefes
Kabz ve bast tecellilerinde, kulun Hakk ile varlık bulmasına sebep her türlü tecelliye nefes denir. Nefes iki hâl üzeri gerçekleşir. Bunlar; Hakk bir taraftan ...
Mürşid-i Kâmil
Esma-i hassının bekâ seyrinde Hakk’ın üzerinde ilahi sıfatları ile tecelli ettiği, peygamber varisi olan, muhabbet ve hizmetinde ferasetinin yetkinliği ve tasar...
Nefs-i Natıka
Nefs-i natıka, gönül olan insanın irade üzeri vechelenmesinin tavır hâllerinden dolayı kendisine verilen kavramsal bir sıfattır. İnsan bağlı olduğu meşreblerin...
Mürşid
Hakk’ın varlığını, esma-ı hassının fenâ seyrinde bildiren, öğretici olan, doğru yol olarak ahlak yoluna sevk eden irşad ehline mürşid denir....
Yerde Adem – Gökte Adem
İnsan Hakk tarafı olan ruh ve nur ile göklerde, beden tarafı ile de küre-i arzdadır. İnsan göklere ve yerlere cem’ olmuş hâli üzeri Hakk’a, Hakk’ın nur tecellis...
Takva
Takva, kulu Hakk’a örten her türlü olay ve olgunun masiva oluşundan dolayı, masivadan ve günahlardan korunmaya çalışmasıdır. ...
Dehr
Dehr zaman, devir, çağ anlamlarına gelir. Ehli için dehr, insan ile vakit farkındalığı oluştuğundan dolayı insanın zaman varlığı olduğu anlamında kullanılır. Bu...