Şükür nedir?

Hakk’ın kuluna verdiği minetlere karşı kulun memnunluk hâli üzeri Hakk’a minnet hissiyatı ile şükranda bulunması şükürdür.

Şükür, Hakk’ın verdiği maddi ve manevi her türlü rızkın Hakk’tan olduğunun bilinci ile El-Rezzak esması üzerinden Hakk’a minnette olarak tevhidde bulunmaktır.

Rızık Hakk’tandır. Rızkımızı verenin Hakk olduğunu bilmek, şükrün başıdır. Rızkın verilmesine karşı sirette minnet duymak şükrün gereğidir. Verilen rızkı, Hakk’ın razı olduğu doğrultuda hayır üzeri ihtiyaçlı olanlarla paylaşmak, şükrün amelde ibadet olarak görülmesidir. Kulun, verilen rızka minnetini dilde sunuşu şükrün dilde gösterilmesidir.

Şükür, kulun rızkının Rabb tarafından verildiğini tasdik etmesi olduğu içindir ki tevhid seyridir.

Sufiler için şükür, Hakk’ın verdiğini O’nun için, O’nun uğrunda, mal ve servet ise hayırda harcayarak, ilim ise hayırda kullanarak, beden ise bir ömür boyu ibadette (hizmette) bulunarak, dert ise sebat ile sabır ederek, feda-i nefs ve feda-i can ile hayır ve cömertlikte yaşamaktır. Böylesi şükür fütüvvet ehlinin şükrüdür.

Müslimlere “siz nekadar az şükrediyorsunuz” (Mülk, 23) ayetindeki uyarı hitabını, dilde minnet etmenin şükrüde yeterli olmadığının söylevi olarak anlamak gerekir. Şükür ehli hizmet ehlidir. Hakk’a hizmetleri ile bir ömür boyu şükürdedirler.

Minnet ile kalbte, dil ile kâlde, hizmet ile amelde şükür eden bir kulun rızkına Hakk kefildir.

Sufiler dünya nimetlerinden daha çok islam olarak tasavvuf yolunda verilen manevi hâl, mertebe ve makamlara şükür ederler. Bu şükür hâlin ise Dünya nimetini Allah için hizmette harcamaları ile bulurlar. Dünyalığından Hakk için harcamayan, şükrün manevi minnet tadından nasiplenemez. Tasavvuf yolunun nimetlerinden de habersizdir. Şükür, Hakk’ın kullarına verdiği hayırlara karşı kulun ahd-ü vefasıdır.

Rahman suresinde Rabb-ül Âlemin’in verdiği rızıkları anlatışında ve mealen “Rabbinizin hangi nimetini inkar edeceksiniz” (Rahman, 59) söylevi ile aslında sizler Rabbinizin size nimet verdiğini şükür ile tasdik etmeyecekmisiniz, size verene şükür ederek ahd-ü vefada bulunmayacakmısınızın söylevindedir.

Hakk’ın bizden beklediği bir ahd-ü vefadır.

Yok idik, var edildik, şu an da Hakk ile varız. Varlıkta mevcud oluşumuza şükr etmenin ölçüsü yoktur. Hiçbir şükür Rabb’in bizi mevcud kılışına karşılık gelemez. Hakk’a şükürde aciz düşmek de şükürdendir. Şükürde aciz kalışımız hakkı ile şükredişimiz olur. İnşallah.

Tasavvuf Sohbetlerimizi ücretsiz dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Şükür ne demek? Paylaşın:

Sözlük

Uzlet

Uzlet, yalnızlık, yalnız kalma anlamlarına gelir. Tasavvufta ise kulun, 1) yaşadığı dertler sonucu hüznü, 2) Hakk’a yakin gelmek isterken halktan uzaklaşma ir...

Sözlük

Vech

Salikin, Hakk’ı sıfat, esma ve ayette biçimlendiği tavırlarında ferasetinin yetkinliği ile müşahede edişinde beliren ilahi tavırlarının zuhur hâline vech denir....

Sözlük

Derviş

Terk-i dünya, terk-i ukba ile her türlü menfaat düzeyinde beklentiden uzak yalnız Hakk için hizmet eden zahid kişiye derviş denir. Dervişlik mücadele ve mücahed...

Sözlük

Fetâ

Genç ve delikanlı anlamlarında da kullanılan fetâ, tasavvufta mücadeleci ve mücahedeci olan, Hakk için yarışarak, Hakk için nefsinin heva, zan ve kötü huylarını...

Sözlük

Hatem-ül Evliya

Hakk Teâla’ya yakinlik bulmuş evliya silsilesinin Resul-ü Ahmed makam mertebesinde sonlandığı, Hz. Şahs’a ait kemâlat ve kâmilliğin son derecesi hatem-ül evliya...

Sözlük

Fakirlik

Dünya nimetlerinden yoksun, zaruri ihtiyaçlarını yerine getirmekte zorlanan insanlara fakir denir. Fakirlik halk tabiri ile “fakirlik ateşten gömlektir, giyene ...

Sözlük

Münkir

Münkir inkar eden, kabul etmeyen, hakikati tasdik etmeyen anlamlarında kullanılır. Münkir olan Hakk’ın hakikatini ve iradesini kabul etmeyen kişidir. Münkir ha...

Sözlük

Hâl-i İstiğrak

Cezbe hâli sonucunda hâl-i istiğrâk oluşur. Bu da Hakk’ın cezbe ile kulunu kendine çekişi ile kendi tecellisine gark edişinin sonucunda sükunette kulunun gözler...

Sözlük

Nefs Mertebeleri

Kulun tarike girmeden önceki nefs durumu ile girdikten sonraki nefs durumlarını erenler meretebe olarak sınıflandırırlar. 1) Nefs-i emmare: emmare emreden, zor...

Sözlük

Abid - Kul

Abid hürlüğün zıddı olarak hizmet edene denir. Hizmet edene buyurulduğu içindir ki hizmet eden abide kul yani buyurulan olarak buyurulduğuna yönlendirilene deni...

Sözlük'de arayın:
Bu web sitesi İstanbul Tevhid Okulu tarafından kurulmuştur.