Sezgi nedir?
Sezgi olmuşa, olana ve olacağa dair hususiyetlerden gayri iradi olarak içsel algılama düzeyinde feyz-i mukaddesten veya feyz-i akdesten gelen bilgi düzeyinde bulunanı his düzeyinde algıladığımız melâike yoğunluğumuzdaki algılama melekemize denir. Bu bağlamda sezgi telepatik hassasiyetin başlangıç mertebesidir.
İlhamlar cihetiyle ferasette bulunmak sezgi melekemizle feyz-i mukaddes veya feyz-i akdesten algılamalarımızın sonucuyladır. Zekada kavayışlarımız cihetiyle ferasette bulunmak ise feyz-i mukaddesten veya feyz-i akdesten bilgilenirken, sezgi melekemiz temeli ile düşüncede mâna melekeleri ile kavrayış farkındalığına gelişimizin sonucuyladır. Her iki bağlamda feraset sezgi temelli edindiğimiz bir melekemizdir demek yerinde olur.
Kimilerine göre Hakk’ı âlemler üzerinden tavırlarında müşahede etmek sezgi melekemizledir. Bu sebepten dolayı özellikle batıda tasavvuf, sezgiye dayalı bir öğreti biçimi olarak anlamlandırılır. Bu tesbit, doğruluğu inkar edilemez bir gerçektir.
Alemleri var oluş biçimleriyle duyularımızla algılarız. Hakk’ı ise âlemler üzerinden ulvi tavırlarında melâike yoğunluğumuz ile imanımız doğrultusunda bilinçli olarak sezgi melekemiz temeli ile ferasette müşahede ederiz. Zaten melâike yoğunluğumuzda nuru ile hazır olan Hakk’tır. Bu sebepten kul olma melâike yoğunluğunda var oluşta olan sufiler için sezgi melekesini fıtratlarında melâikede canlı olmanın zorunluluğu olarak bulmalarından dolayı Hakk, Hakk’ın kendisini müşahede ettirmesi ile imanla bilinir ve tavırları ile müşahede edilir.
Tasavvufta nafile ibadetler sonucunda Hakk’ın nuru ile nurlanmak, sezgi melekesi temeli ile ferasette Hakk’ı müşahede etmek ve irade melekesi temeli ile de tasarruf kuvvetinde Hakk’ı sıfatları üzeri fiilde yaşamak içindir.
Anlatılanlar bağlamında sezgi, sadece sufiler için değil insanlar için de insan olarak varoluşun temel melekelerindendir. Sezgi üzeri bilgilenimlerimiz tahkiksiz bilmelerimizden ibarettir. Hususen de belirtmek de gerekir ki tasavvufta bilme sadece sezgiye dayalı bilme yöntemiyle değil ayrıca tefekkür ve deneyim üzeri tahkike dayalı aklen kani olarak tatmin olma bilme yöntemi ile de gerçekleşir.
Anlatılanlar bağlamında belirtmek de gerekir ki sezgi, melâike yoğunluğumuzdaki algılama melekemiz olarak duygu ve düşüncelerimizden de ayrı bir sıfatımız değildir. Duygu ve düşüncelerimiz üzerinden her türlü kavrayışımız sezgi melekemizledir. Ve sezgi bilinçli veya bilinçsiz olarak tavırlarda bulunmamızın temel yönlendirici melekesidir.
Vicdan dediğimiz melekemiz ise temelde sezgi melekemiz ile varlık bulur.
Tasavvuf Sohbetlerimizi ücretsiz dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Sezgi ne demek? Paylaşın:Kutb-ül İrşad
Kutb-ül İrşad, irşad ile vazifeli, zamanının mürşid-i kâmilidir. Peygamberin nübüvvet varisidir. Yüz sene, dörtyüz sene ve bin sene mücedditleri bu makamda kara...
Mükâfat
Gayret ve mücahede sonucu kulun çalışmasına karşılık ihsan edilen nimet ve lütuflardır....
Vefa
Vefa, kulun vicdanen minnet hissiyatı ile muhabbet ve dostlukta sebat etmesidir. Vefada kul, vicdanen Hakk’a ve O’nun sevdiklerine meyillidir....
Melek
Hakk, nurunun kuvvet açılımını belli sıfatlar ile biçimlendirdiğinden dolayı var edilmiş nurani saf ve arı mevcudatlara melek denir. Meleklerin başlangıcı Hakk’...
Kapı
Kapı, Hakk’a varmak için ve Hakk’ın tecellisinde zuhûruna vesile olan her türlü berzah durumudur. ...
Vakt
İçinde bulunduğumuz an’a vakt denir. Olay ve olguların oluşum zamanlarının sürecine de vakit denir . Vakit varlığı ile soyut, eşyanın varlığı ile mümkün olan me...
İnat
Hak, hakikat bilgisine ve Hakk’ın hususi iradesine direnmek ve kabul etmemek inattır. Bu durum (yani inat) Azamet-i Kibriya’ya dokunan bir masiva durumudur ki k...
Münkir
Münkir inkar eden, kabul etmeyen, hakikati tasdik etmeyen anlamlarında kullanılır. Münkir olan Hakk’ın hakikatini ve iradesini kabul etmeyen kişidir. Münkir ha...
Uluhiyet
Hakk Teâlâ’nın melâike tecellisi ile halk ettiklerine aşkın Azam, Azim, Kahhar, Kahir, Kebir Kadir vb sıfalarıyla kendinde varlık oluşunun tavır seyrine uluhiye...
Melâike
Kuvvetler anlamına gelen melâike, Hakk nurunun kuvvet tecellileri olarak bilinir....