Akletmek mânası ile düşünce, olay ve olguları ve ilişkilerini, irade ve mânaya iye ve içkin olarak ilişkilendirerek farklılıkları üzerinden kavradığımız melekem...
Vahdet-i Şuhud birliğe şahid olma anlamına gelir. Aslında ise mevcudattaki vahdette Hakk’ın varlık tavırlarına şahid olma anlamında kullanılır. Bu bağlamda şuh...
Üstad mânasına gelen pir, seyr-ü seferi sonucu hatm-i meratip etmiş, Hakk’a yetiştirebilme kabiliyeti bulunan Hakk yolu üstadına denir. Pir, mürşid ve mürşid-i ...
Kulun yaşamında murad ettiği, akıbeti olacak ereğidir. Ereği Hakk olan, Hakk’a yaşamında rücu eden kul, niyeti Hakk’a varmak, O’nun ulvi sıfatları üzeri yaşamak...
Seyr-ü seferde salikin ahiretini yaşadığı miraç sonucunda sebep ve vesileler dairesi olan eşyanın tabiatı üzeri neden ve sonuç ilişkilerinde Hakk’ı sıfat, esma ...
Masiva, sivadan kinaye, Hakk’tan gayri olan her şey demektir. Lakin Hakk’ın vahidiyeti sebebiyle hiç bir şey Hakk’tan gayri değildir. Bu bağlamda masivadan kası...
Fasık, fısk üzeri yani günah, hadde tecavüz, haktan ayrılma durumları üzeri Hakk’a nefsiyle isyanda bulunan, nefsini ilah edinen kimselere denir. ...
Çile kelimesi Farsça’da kırk anlamına gelir. Sufilerin Hakk’a vuslat için günahlarında arınmasının kefareti olan zühd, fakirlik ve melamet üzeri horlandıkları v...
Vahidten kinaye ile birleme mânasına gelen tevhid, bir olan Hakk’ı bütünde, bütûnda olan varlık olarak mevcudiyetindeki seyri üzeri fiilde müşahede etmektir. T...
Cenab’ı Hakk’ın kâinatı bir ölçü üzeri (kader) yaratarak, kâinattaki melâikeler (kuvvetler) ile yasalarda nizam ve mizanda noksansız bir biçimde ikame, idare ve...